AKILLI ŞEHİRLER İÇİN AKILLI ULAŞIM

Masha Pashkova-Dzneladze

Hiç şehrinizde bir caddeden geçerken kendinize sordunuz mu: Bu yaya kaldırımını bu kadar dar yapan kişi kim? Otobüs durağını onlarca yıldır olduğu yerden kim kaldırmaya karar verdi? Yolu genişletmek için ağaçları kesmek gibi aptalca bir kararı kim verdi? Muhtemelen yalnız değilsiniz, çünkü çoğu insan halka herhangi bir danışma veya açıklama olmadan alınan kararları beğenmiyor. Kimse bizi belirli bir kararın haklı olduğuna ikna etmeye çalışmıyor. Bunun yerine protestolarımız ve dilekçelerimiz görmezden geliniyor. Çoğu Doğu Avrupa şehrinde, belediye ve vatandaşlar arasında diyalog yoktur. Bu nedenle halkın ihtiyaçları ve istekleri tatmin edilmiyor.

Şimdiye kadar 3 büyük şehirde yaşadım: Doğup büyüdüğüm Tiflis, 2,5 yıldır yaşadığım Prag ve Eylül 2019’da taşındığım Belgrad.

Tiflis

Yaşadığım şehirdeki caddenin iki yönlü olduğu zamanları hatırlıyorum. Sonra bir gün, genç ben için şaşırtıcı bir şekilde, tek yönlü oldu. Aslında, gittikçe daha fazla cadde tek yöne dönüşüyordu, daha fazla kavşak süreli trafik ışıkları kuruyordu, bu nedenle etrafta araba olmasa bile karşıya geçmek için beklemeniz gerekecekti. Hükümet kırsal bölgelerle ilgilenmediği için giderek daha fazla insan başkente göç etmekte ve sonuç olarak gittikçe daha fazla çirkin binalar inşa ediliyor. Bir zamanlar tüm şehri kaplayan tramvay hatları, “Sosyalist” SSCB’den bağımsızlık kazanıp kapitalizme kaymaya başladıktan sonrxa çıkan iç savaş sonrası yaşanan büyük ekonomik krizin etkisiyle halkın rayları sökerek hammadde metal olarak satmasıyla 90’lı yıllarda kayboldu.

Şans eseri bugün Tiflis’te 2 hattı olan ama nüfus için kesinlikle yeterli olmayan ve tüm mahalleleri kapsamayan bir metro var. Bir takım otobüs hatları var ama çok daha fazla SSCB sonrası ülkelerde bir kanser olan “Marshrutkas” adlı çirkin minibüsler var. 175 cm’den uzun herkes için tamamen rahatsız edici olan bu minibüsleri elinizi havada sallayarak yolun ortasında herhangi bir yerde durdurabilirsiniz (Amerikan filmlerindeki insanların taksileri durdurması gibi) ama konfor bundan çok uzaktır. Başlarda birbirleriyle rekabet eden ve bu nedenle olabildiğince çok yolcuyu “yakalamak” için süper hızlı süren birçok küçük minibüs “şirketi” vardı. Artık tüm Marshrutkalar, yolculara veya işçilere aldırış etmeyen özel mülkiyetli bir tekel olan Tbilisi Ulaşım Şirketi’ne ait. Bu “minibüsler” genellikle dolu ve güvenli olmayan bir şekilde yolculuk etmekte.

Bisiklet altyapısı pratikte yok. En iyi ihtimal, sadece birkaç caddede caddenin bir tarafında bir bisiklet şeridi olacaktır. Böylece caddenin bir ucundan diğerine gitmek için bisikletinizi az çok güvenle kullanabilirsiniz. Bazı cesur insanlar bisikleti Tiflis’in her yerinde kullanıyor ve bunu yaparak hayatlarını riske atıyor. Gürcistan’ın tamamından geçerek Azerbaycan’a kadar giden ve başkenti kuzeyden Güneydoğu’ya geçen bir tren hattı var, şehir içinde metro istasyonlarının yakınında birkaç durak da var, ancak ne yazık ki şehir yönetimi yeni bir karar aldı ve hattı şehir merkezinden uzaklaştırıp Tiflis denizinin diğer tarafına taşıdı böylece herkes için daha erişilemez hale getirdi. Bunun demiryolu hatlarının olduğu arazileri satmak için yapıldığına dair söylentiler de var. Şehir yönetiminin bir başka “Akıllı” kararı, üçüncü metro hattının planlandığı kilometrelerce uzunluktaki kazılmış tüneli doldurmaktı. Sonuç olarak, Tiflis ulaşım sistemi sizi bir araba almaya zorluyor ve bunu karşılayamayanlar için ki bu kesim şehir nüfusunun yaklaşık% 65’ini oluşturmakta, ulaşım bir işkence mekanizması olarak kalıyor.

Prag

Çek Cumhuriyeti’ne taşındığımda ve aktif olarak şehri dolaşmaya başladığımda gerçekten şok oldum. Bir ulaşım sistemi gerçekten işe yarayabilir ve gerçekten… bir sistem olabilir mi? Hepsi birbirine bağlı ve basit bir ödeme yöntemiyle erişilebilen metro, tramvay, otobüs ve tren ağı var hem de Yeşil Parti tarafından icat edildi (toplu taşımanın politik olup olmadığını merak ediyorsanız). Ulaşım her zaman temiz, zamanında ve ferahtır. Çok nadiren yoğun saatlerde dışarı çıkabilmeniz için 1 veya 2 kişiden hareket etmesini istemeniz gerekir. Fiyat, hizmetin kalitesine göre gayet uygundur. Tüm istasyonlar birbirine güzel ve net bir şekilde bağlanmıştır ve akıllı telefonunuz yanınızda olmasa bile, hangi otobüs, tramvay veya metro hattının şehrin hangi kısmına ve sokağına gittiğini istasyonların her birinde bulunan harita üzerinde kolayca okuyabilirsiniz. Ayrıca Çek ulaşım uygulamasını indirebilir veya aktarmanızı Google Haritalar’da kontrol edebilir-siniz. Teleferiği de yine aynı kartla (litacka) kullanabilirsiniz.

Yanlış anlamayın, Prag ulaşımının hala gelişmesi gereken bir çok yanı var! Örneğin şehirde bisiklet sürmek yeni başlayanlar için oldukça zor. Çok fazla bisiklet yolu yok. Bazen caddenin başında başlar, ancak sonra aniden kaybolurlar ve sizi nereye gideceğinizden emin olamadan sokağın ortasında bırakırlar. Bisikletinizi toplu taşıma araçlarında ek ücret karşılığında ve bazı trenlerde ücretsiz olarak yanınıza alabilirsiniz. Gece otobüs sistemi de daha iyi olabilir. Ancak Prag toplu taşımacılığının şu anda içinde olduğu durum, karar vericilerinin düzgün ve erişilebilir bir ulaşımı insan hakkı olarak görmeyen diğer Doğu Avrupa başkentleri için gerçekten bir örnek olmalıdır.

Belgrad

Belgrad’da yaşamaya başlamak benim için heyecan verici bir deneyimdi, ancak Prag’da yaşadıktan sonra Sırbistan’ın araba merkezli başkentine alışmak zordu. Burada, tıpkı Tiflis’te olduğu gibi, insanlar araba almaya, benzini ödemeye, akşamları ayık kalmaya veya sarhoş araba kullanmaya sonra alkollü araç kullanmaktan para cezası ödemeye, “yanlış” yerlere park ettikleri için para cezası ödemeye zorlanıyor. Hükümet herkesi araba almaya zorlayınca başka nereye park edecekler ?! Şehir sakinleri kadar park yeri olması imkansız. Her sabah evimden ofise 30 dakika yürürken, 4-5 farklı müfettiş görüyordum, arabanın plaka-larına bakıyor ve para cezası veriyordu. Belgrad’da yine temkinli davranmaya başladım. Herkesin acelesi olduğu için hangi virajdan hangi arabanın fırlayacağını asla bilemezsiniz. Aslında onları da anlıyorum – her köşede birkaç saniye tasarruf etmek için acele ediyorlar, çünkü gün içerisinde şehrin farklı yerlerinde trafik sıkışıklığı içinde dakikalar ve hatta saatlerce duracaklar.

Belgrad’ın sorunu sadece çok sayıda araba olması ve toplu taşıma araçlarının olmaması değil. Şehrin kendisi çok garip planlanmış unsurlara sahip. Örneğin bazı bölgelerdeki tramvay hatları caddenin ortasında ve bazı kısımlarda ise caddenin kenarında yer alıyor, bu da tramvayların arabalardan daha yavaş sürmeye zorlandığı ve park halindeki arabaların çoğu zaman tramvayın hareketine engel olduğu anlamına geliyor. En azından metro şu anda inşa ediliyor, umalım ki doğru planlanmış ve şehrin sıkışık trafiğinin üstesinden gelebilir. Belgrad’da bisiklet sürmek, tıpkı Tiflis’te olduğu gibi, oldukça uç bir spor, ancak yine de çoğu insanın yaz aylarında, nadiren de kışın bisiklet sürdüğünü görüyorum.

Alınacak Dersler

Tiflis, Prag ve Belgrad bize şehirler hakkında ne öğretebilir? Biz Yeşiller, Kent planlamasının belirli bir şehrin sakinlerinin maksimum katılımıyla gerçekleşmesi gerektiği konusunda hemfikiriz – çünkü şehri kullanacak olan bu insanlardır. Herkesin şehir planlama diplomasına sahip olması gerekmez, ancak herkes ihtiyaçlarını ifade edebilir ve bunları tatmin etmek şehrin görevidir. Daha sonra bu ihtiyaçları kentsel değişime aktarmak ve şehrin sakinlerinin tatmin etmek planlayıcının görevidir.

Doğu Avrupa şehirlerinin karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardan biri çökmekte olan toplu taşıma sistemleridir. Bu herkes için en bariz olan ihtiyaçtır. Bulunduğum tüm Doğu Avrupa şehirlerinde ulaşım yeterli değil. Burada şehir yönetiminin Toplu taşımayı bir işkence mekanizmasından halkın kullanmaktan imtina etmeyeceği bir hizmete dönüştürmek için ne yapması gerektiğini açıklayacağım. Bunu altı basit gerçekle özetlemeye çalışacağım:

Basit gerçek # 1: Şehirde yeterli toplu taşıma ve bisiklet altyapısının olmaması, sakinlerin gittikçe daha fazla araba satın almasına neden oluyor.

Basit değil mi? Ağustos’ta Tiflis veya Belgrad’da havasızlıktan bayılsanız bile düşecek yer kalmayacak kadar insanlarla dolu otobüslerde durmaya istekli olmadıkları için insanları nasıl suçlayabiliriz? Metro istasyonlarında vagonlarda çok fazla insan olduğu için inip çıkma mücadelesi yaşandığında küçük, ucuz bir araba almak kolay bir çözüm gibi görünüyor. Kişisel aracınız var ise yanınızda duran diğer 6 yabancıya yaslanmanıza ger-ek kalmadan A noktasından B noktasına gidebiliyorsunuz. Ancak herkes bir araba satın alacak gücü olmayabilir ki olsa bile trafik sıkışıklığı sonsuz olurdu.

Basit gerçek # 2: Yolları ne kadar genişletirseniz genişletin, sürekli artan araba talebini karşılayamayacaksınız

Şehirde o kadar çok yer yok. Öyle olsa bile, çok geniş, otoban gibi caddelerin şehir üzerindeki sosyal etkilerini göz önünde bulundurmalısınız. Dahası, araba şeritleri eklemenin, trafikteki yükü azaltmak yerine sadece araba kullanmayı daha çekici hale getirdiği kanıtlanmıştır (Los Angeles gibi şehirleri düşünün). Peki ne yapılabilir? Vergi mükelleflerinin parasını boşa harcamak yerine ulaşım altyapısına yatırmak bir çözüm olabilir; şehri ve ulaşım kalıplarını incelemek ve en iyi toplu taşıma çözümlerini bulmak için profesyoneller işe alınabilir. Diğer bir çözüm ise teknolojidir. Günümüzde şehirler çok sayıda veri topluyor. Ulaşımdaki yolcu sayısını tahmin etmek çok kolay. Bu, planlamacıların yeni otobüs / tramvay hatlarının numaraları, frekansı ve konumları ile ilgili kararlarını dayandırabilecekleri ve onları daha düşük maliyetli hale getiren bir yeniliktir.

Basit gerçek # 3: Kişisel taşımacılık iyi hissettiriyor

Kişisel taşımacılığı sadece elverişlilik değil aynı zamanda konforla da ilişkilendiriyoruz. Ancak bisikletler, çoğu kişinin aklına gelmese bile kişisel taşıma aracıdır. Bir bisiklet size otomobille aynı esnekliği ve bağımsızlığı sağlar. Bisiklet sürmek hemen hemen ücretsizdir. Elbette hepimiz günde 10 km yol alamayız, bu yüzden toplu taşıma araçlarına bisikletle binilmesine izin verilmelidir. Bu şekilde insanlar mevcut ulaşım araçlarını birleştirebilir ve daha fazla rota ve zamanında varma şansı elde edebilir. İnsanlar bisiklete binmek için motive edilmelidir. Bisiklet kiralama hizmetleri motive etmeye yardımcı olabilir, kiralama istasyonlarının ve bisiklet şeritlerinin dijital olarak haritalandırılması gibi akıllı şehir çözümleri ise işin kaymağı olur.

Basit gerçek # 4 İnsanların nereye gittiklerini bilmeleri gerekir

Çevrimiçi haritalar şehir algımızı, nasıl iletişim kurduğumuzu ve nasıl ulaşım sağladığımızı değiştirdi. Vatandaşların kaybolmamasını istiyorsak, gerçek zamanlı olarak ulaşımı gösteren ve en iyi aktarmaları planlayan uygulamalar oluşturduğumuzdan emin olmalıyız. Bu uygulamalar bisiklete binmeyi de bir seçenek olarak içermelidir: bisiklet rotalarını gösteren ve bunları zorluk, diklik ve seyahat süresine göre sıralayan bir harita (halihazırda bazı şehirlerde zaten mevcuttur: mapa.prahounakole.cz).

Basit gerçek # 5 Farklı ulaşım araçlarını birleştirmek çoğu zaman en hızlı rotayı oluşturur.

Bu nedenle, mevcut tren güzergahları şehrin ulaşım ağına dahil edilmelidir. Çoğu durumda zaten şehirden geçmekteler, bu nedenle trenler şehirleri birbirine bağlamanın hızlı ve pratik bir yoludur. Prag’daki evimden ofisime sadece 25 dakika süren bisiklet + tren bağlantısını keşfetmeden önce, otobüs + metro + otobüsle 1 saat kadar harcadıktan sonra işe gidip geliyordum. Aynı mantıkla şehrin coğrafi şartlarına bağlı olarak feribotlar ve teleferikler de şehir içi ulaşıma dahil edilebilir. Bu şekilde sakinler kısa zamanda büyük mesafeleri katedebilirler.

Basit gerçek # 6 Yürümeye uygun alan varsa insanlar yürümeyi sever.

Önceki beş bulgu, yayalar için daha fazla alan açılmasını işaret ediyor. Aslında, bazı sokaklar sadece yayalara ve bisikletlere ayrılabilir ve yalnızca orada yaşayan veya çalışan araç sürücülerinin girmesine izin verilir. Barselona bu fikri büyük bir başarıyla uygulamakta, superblok isimli 3×3 şeklinde 9 binadan oluşan sokaklar şehri daha canlı ve güvenli hale getirmektedir.

Sonuç bölümü yerine, iyi toplu taşıma sisteminin kriterlerini tekrar özetlemek istiyorum:

Hızlı – büyük mesafeleri kısa sürede katedebilmenizi sağlar;
Erişilebilir – fiziksel olarak yakınınızda veya kolayca ulaşılabilir
Uygun fiyatlı – pahalı olmamalı ve dezavantajlı kimseler için belirli yardımlar sağlanmalıdır.
Temiz – toplu taşıma araçlarında düzenli temizlik ve çöp ku-tuları, insanların daha fazla kullanmaya iter.
Bağlantılı – farklı taşıma türleri arasında geçiş yapmak kolay olmalıdır.

Umarım bir gün bu çözümlerin şehirlerimizde uygulandığını hep birlikte görürüz.

Resimler: Haris Begic